Merhaba,
Yarıyıl tatiline az kala, "e artık yazayım" dedim. Yaklaşık 2 sene önce yazdıgım yazı üzerine gelişmeleri paylaşacaktım ama bir türlü olmadı. Bloğumu ihmal ettim, tabi bunda minik oğlumun da payı büyük :) Artık 2 çocuklu , çalışan ,uykusuz, yorgun bir anneyim. Neyse, konumuza dönersek..
Çok fazla değişiklikler oldu okulla ilgili. 30 Agustos İlköğretim Okulu'na yaptırdığımız kaydı sildirmek zorunda kaldık. Çünkü Müdürü değişti, ve İlkokul Hazırlık için var olan etüdü kaldıracağı söylendi. Bu durumda kızım saat 14:00'de okuldan çıkacak, eve gelecek, ve ben işten dönünceye kadar ne yapacaktı? Artık 6 yaşına yaklaştı, vaktini boşa geçirmesini istemiyordum. Hem de evde çok ama çok kıskandığı yeni bir varlık var iken, bu ilk senenin adaptasyonu onun için çok zor iken, bu kadar saat bakıcıma da kafayı yedirtmek istemedim açıkçası :) Bir de devlet okullarının bu son dakika plan program değişiklikleri, açıkçası çalışan bir anne olarak endişelendirdi beni. Bu sene Müdür değişti, etütler kalktı. Seneye neler olacak bilemiyorduk.
Biz de ani bir kararlar kaydını ordan aldık, ve özel okul araştırmasına başladık. Bir önceki yazımda dediğim gibi, özel okul tercihimiz zaten Denizatı olarak belirlenmişti. Fakat sorun şu ki, okulun açılmasına 2 hafta kalmıştı, ve tabi ki Denizatı çoktan kontenjanını doldurmuştu. Biz de geçici olarak, seneye yine Denizatı hedefimizden sapmayarak, kızımızı evimize en yakın mesafede olan Doğa Koleji'ne yazdırdık. Fiyat olarak da , hem pazarlığa açık, hem de çalıştıgım işyeri personeline indirim yapıldıgı için burası çok uygun oldu bize. Vee bir kez daha büyük konuşulmaması gerektiğini öğrenmiş oldum, çünkü yine bir önceki okul yazımda belirtmiştim, Doğa'ya asla vermem diyordum (size kişisel tavsiyem, "asla" kelimesini kafanızda çıkartın :))
Doğa Koleji, beklediğimden iyi çıktı bu arada, ama tabi kızım açısından :) Çok mutlu. Günleri dolu dolu geçiyor. Çok eğlenceli, aktivitesi bol dersleri var. İngilizce eğitimi de oldukça iyi. Tek şikayetim, veliden çok şey beklemeleri. Gün geçmiyor ki, birşey istemesinler. 10 Kasım günü, çiçek getirin. Ögretmenler günü, duygularınızı yazın, Engelliler günü mavi balon getirin, tiyatro günü para gönderin, yarın kermes var züccaciye gönderin vs.vs.. Babasıyla beraber , birşey kaçıracağız diye ödümüz kopuyor :)
Kesinlikle ve kesinlikle çok karşı oldugum bir okul modeli..Ama bir yere kadar protesto ediyorsunuz işte, yarısını yapmıyorsanız, diğer yarısını yapmak zorunda kalıyorsunuz, çünkü çocuğunuz kendisini arkadaşlarının arasında kötü hissetmesin istiyorsunuz.
Bir de kantin mevzuu var, ki bu da dayanamadığımız birşey. Biz 6 yaşındaki kızımıza para vermiyoruz tabi ki.. Ama servis arkadaşları var, alıp alıp ikram ediyorlar. Benim kızım da abur cuburu çok sevdiği için mutlulukla mideye indiriyor jelibonları :/ Ben deliriyorum tabi ki..
Bu sene okulların açıldığı zamandan beri takip ettim Denizatı ara kayıtlarını. Her ay arayıp resmen taciz ettim. "Ara kayıt görüşmeleri takviminiz belli oldu mu?", "Kontenjan var değil mi?" :) Ve bu kadar sıkı takibim sayesinde hemen ilk ara kayıt görüşmelerine yazdırdım adımızı. Gittik.. Bir kez daha dinledik Denizatı Okullarının müdürünü. bu sefer, 2 yıl öncekinden daha farklı bir gözle ve deneyimle. Çünkü adeta şu anki okulunda yaşadığımız ve rahatsız olduğumuz şeyleri anlatıyordu bize.Denizatı'nın tüm bu çarpıklıklara bir çözüm getirdiğini gördüm, okul müdürünün neler anlattığını söylememe gerek var mı bilmiyorum, Google'da Denizatı diye arama yaparsanız, birçok velinin zaten bunları anlatmış olduğunu görürsünüz, yine de isteyen olursa diğer bir yazımda detaylarıyla paylaşırım.
Hemen o gün kayıt sırasına girdik ve sınırlı kontenjandan faydalandık. Kızımız artık Denizatı'nda :) Doğru bir karar verdiğimizi düşünüyoruz, tabi ki zaman gösterecek.
Okul seçimi zor bir süreç. Biz ise enteresan bir süreç yaşadık..Devlete verme niyetiyle başlayıp bu noktaya geldik. Ha bu arada, 30 Ağustos Okulu'nun yeni Müdürü ile ilgili duyumlar çok çok iyi..Son derece çağdaş, modern, Atatürkçü, okulu geliştirmek, kalkındırmak için birçok projeler üreten bir Müdür olduğunu duyuyorum. Bu beni sevindiriyor. Tek tük de olsa hala böyle okullar var. Destek olmak lazım. Biz artık özel okul yoluna girdik bir kere.
Bu süreçte olan tüm velilere kolaylıklar diliyorum..
Penceremden
Anne olmak, Çocukla Hayat, Tavsiyeler, Gezi, Sanat
16 Şubat 2015 Pazartesi
27 Ağustos 2014 Çarşamba
Pengiyon Şekil değiştiriyor
Bloğumu spesifik konularla kısıtlamamaya, hayatın her anında gördüğüm, gözlemlediğim, hissettiğim konuları buraya da taşımaya karar verdim. Bir anne olarak çocuk ve bebekler bu aralar ilgi alanımı çoğunlukla kaplayan şeyler, fakat diğer konularda da paylaşımlarda bulunacağım. O yüzden blog adresimde de değişiklik yaptım..
"Hayata Dair Her Konuda".. Yazmaya devam..
Sevgiyle kalın :)
"Hayata Dair Her Konuda".. Yazmaya devam..
Sevgiyle kalın :)
25 Ağustos 2014 Pazartesi
Bebeklerle İlgili İpuçları Yazı Dizisi - 1

8 aydır kafa patlattığım çok şey var, uykusuzluğumla beraber bu kafa beni nasıl taşıyor o da ayrı bi konu
Ben de, kafa patlattığım ve sonunda çözümünü bulduğum noktaları burdan da aktarmaya karar verdim. Başlıyorum :)
1-Emzik : İlk çocuğumdaki ilk denemem 3. aydaydı ve tabi ki başarısız oldum. Memeye alışan yavrucak, bu tuhaf plastiğimsiyi doğal olarak kabul etmedi. Ben de çok zorluk çektim ve ikinci çocuğum olursa doğar doğmaz vermeye karar verdim. İkinci doğdu, tabi öyle olmadı. Doktorum kesinlikle 1 aydan öncesine ı-ıhh diyordu. Eşim de ondan yana olunca, anca 20. günde onu ikna ederek emziği verdim. Bizimkisi ne beğendi ne beğenmedi diyebilirim. Yani ağzına aldı ama müptelası da olmadı. Günler böylece geçti gitti. Sanırım ben emziğe alıştırmasını bilmiyorum diyerek noktaladım olayı. Şu anda 8 aylık, bakıcım emzik verebiliyor, ben asla veremiyorum :) İpucum şudur kii, çekinmeyin, doğar doğmaz verin ;)
2-Kucak : Doya doya kucaklayın bebeğinizi.. Yok ilk 3 ay kucaklayın da sonra kucaklamayında vs. vs. yazılarına kanmayın. Olur mu hiç öyle şey, 3 aylık bebek nirvanaya erip de size muhtaçlığı azalmıyor. O her zaman sizin kokunuzu istiyor, sadece onu biliyor bunu unutmayın. Ve unutmayın kii, bir gün gelecek o bu alışkanlığı terk edecek ;)
3-Kıyafet : Kesinlikle ve kesinlikle ,sadece body ve -mevsimine göre- tulumdan başka birşeye gerek yok. En azından 1 yaşına kadar böyle. Tek parça kıyafet çok çok rahat. 2 parça bebekte olmuyor, sıyrılıyor, açılıyor, kucakta onu toparlamaya çalışıyorsunuz falan, felaket.. Hiç masraf yapmayın, bunları alın. Hediye gelen 2 parça takımlar mutlaka oluyor, göreceksiniz ki kullanamayacağınız için yepyeni olarak kalacaklar ;) Hediye almadan önce 'ne alayım' diye soran düşünceli arkadaşlarınıza da çekinmeyin söyleyin, body ya da tulum isteyin, benden söylemesi ;)
4-Yardım alın : Daraldığınızda, bunaldığınızda etrafınızdakilerden yardım istemekten çekinmeyin.. Siz de insansınız, sizin de dinlenmeye ihtiyacınız var, bebeğiniz bir süreliğine bir yakınınıza emanet etmek sizi kötü anne yapmaz.. Ben ilk bebeğimde de ikincisinde de sol sol bu yöntemi uyguladım. Sadece ufak bir zaman dilimi bile tazelenmenize yetiyor.. Artı, bebeğiniz sizden başka insanlarla da vakit geçirmesini öğreniyor. İlerde yaşanacak bir ayrılma durumunda (işe başlama ya da yuvaya gitme) ortama da daha rahat adapte oluyor.
Yazımı çok fazla uzatıp sıkmamak adına ilk serimi burda bitiriyorum.
Devamı gelecek
Sevgiyle kalın :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)